Sağlık

Sağlık ile ilgili yeni bilgilere buradan 
ulaşabilirsiniz.

Baş Ağrısı deyip geçmeyin!

Aşağı yukarı herkesin zaman zaman başı ağrır. Birkaç saat üst üste televizyon izlerken, kuşkusuz ki bir sürü ağrı kesici reklamı görür­sünüz. Başağrılarının birçok nedeni vardır ve oluştuğu yer, ciddiyet derecesi ve tekrarlama sıklığı açılarından büyük değişkenlik gösterir. Beyin dokusunun ağrıması söz konusu olamaz. Aslında kafatasının ve beyin zarının da büyük bir bölümünde ağrı hissedilmez. Ameliyat sıra­sında yapılan gözlemlere göre başımızda sade­ce bazı bölümler ağrıya hassastır. Kafatasının dış yüzeyinde deri ve derinin hemen altındaki dokular; yani kaslar, atardamarlar, kafatası kaplaması, gözler, kulaklar ve burun ile sinüs boşluklar ağrıya hassastır, içte ise atardamar­lar, toplardamarlı sinüsler ve onlara bağlı top­lardamarlar, beynin dış zarının bazı bölümleri ile belirli kafatası ve beyin sinirleri bu gruba gi­rer. Bu noktalara gelen tepkiler karşısında olu­şan tek duygulanım ağrıdır. Kafatası veya be­yin sinirleri, başınızın bu bölümlerinden mer­kezi sinir sisteminize ağrı duygulanımları yollar.

Örneğin diş ya da çene kemiği ağrıları kafa­tası sinirleri tarafından taşınır. Ense veya ense kökündeki ağrılar ile ilgili iletileri beyin sinirleri taşır. Başağrısı, kafatasının dışında, kaslarda ilti­hap ya da gerilimden, kafa derisi atardamarla-rındaki veya sinüslerde, kulaklarda ya da diş etlerindeki iltihaplanmalardan kaynaklanır. Ka­fatasının içinde ise atardamarların açılıp kapan­ması, beyin zarının iltihaplanması, tümör ya da beyin kanamasından kaynaklanan basınca bağlı olarak ağrı oluşur. Kafaderisindeki atarda­marların iltihaplanması ve bunun sonucu ola­rak ağrıya hassas yanıtların girilmesi migren ve "cluster" ağrıları ile bağlantılıdır.

Yapılan araştırmalar, migrenin, sinir hücre­leri tarafından üretilen, "Serotonin" adıyla bili­nen bir kimyasal maddenin, beyinin kan da­marlarındaki yarattığı değişikliklere bağlanabi­leceğini göstermektedir. Cluster başağrıları ise baştaki sinir ve atardamarların birbirlerini etki­lemeleri ve beyindeki bir kimyasal nakledicinin salgılanmasıyla ilgili olabilir. Gerilimle ilgili ba­şağrıları, kasların spastik kasılmaları ile kafade­risindeki atardamarların genişlemesinin birleşi­minden oluşur. Tıp doktorlarına göre başağrıla­rı iki ana kategoride toplanın Kas birdenbire kriz halinde tutuyorsa, fiziksel yo­rulma sonucu ortaya çıkıyorsa, yalnız sabahlan ve kusma ile birlikte görüüyorsa ya da ateş, ki­lo kaybı veya nörolojik anormallikler de bera­berinde geliyorsa, ayrıntılı testlere başvurma gerekebilir. Bu testler arasında başın CT (bilgi­sayarlı tomografi) yapılması gerekir. Sinüsler, yüz kemikleri ve boyun dokusu ile kemikler bu tarama sırasında görülür. Başağrıları, boyun ya da baş ile ilgili bir kaza neticesi ortaya çık­mışsa, omurganın üst bölümünün röntgeni çe­kilmelidir. Doktorunuz ayrıca MRIF (manyetik rezonans) bel omurlarından su alınması gibi testler isteyebilir. Ayrıca diğer uzman doktorla­ra danışıp, teşhisde (tanıda) yardım isteyebilir. Başağrıları, hafif, zonklayıcı ya da çok keskin olabilir. Ağrının şeklini tarif edebilirseniz, dok­torunuza koyacağı tanıda yardımcı olursunuz.

Zonklayan ağrı genelde vasküler başağrısı-dır. Kusma veya geçici görme bozuklukları ile birlikte geliyorsa, migren olma olasılığı vardır. Keskin bir şey saplanmış gibi gelen başağrıları nevraljiden kaynaklanabilir. Zonklama olma­dan süregelen başağrısı ise çoğunlukla gerilim­le ilgilidir. 6 ay veya daha fazla süren ve geç­meyen başağrıları kronik başağrılarıdır. Yakla­şık 42 milyon Amerikalı, migren ve gerilimden kaynaklananlar en yaygın olmak üzere, başağ-rılarından şikâyetçidir. Başka bir yaygın başağ­rısı tipi de sinüslerin iltihaplanmasından kay­naklanır. Genelde ağrı, alında, yanaklarda, göz­lerde veya kafatasının üstünde hissedilir. Bu tür başağrıları, sinüs duvarlarının hava ile dol­masıyla bağlantılıdır. İltihaplanma veya allerjik nedenlerle burun tıkanınca sinüslere hava gir­mesiyle oluşur.

Özellikle nezleli uçak yolcuları, uçak inişe geçtiğinde kulaklarında ve sinüslerinde bir ağrı duyarlar. Bu da aynı nedene bağlıdır. Kadınlar­da adet öncesi başağrıları migren veya gerilim tipi ağrılardan olup, genelde vajinal kanamanın başlamasıyla birlikte sona erer. Yüksek tansi­yonun neden olduğu başağrıları genelde sa­bahlan ortaya çıkar, çok yaygın değildir ve an­cak ciddi boyutlarda yüksek tansiyona bağlıdır. Vasküler başağrıları da sabahları ortaya çıkar. Burun boşluğunda oluşan bir iltihaptan kay­naklanan başağrıları, özellikle öne eğildiğinizde çok sancı yapabilir. Göz yorulmasından kay­naklanan başağrıları ise uzun süre ise durmak dinmeksizin haftalarca veya aylar­ca sürebilir. Başağrıları, ayrıca başka hastalıkla­rın da belirtisi olabilir, örneğin, akut, ciddi ve başta karıncalanma hissi ve bulantı ile görme veya konuşma bozukluğu yaratan bir başağrı-sı, beyin kanamasının belirtisi olabilir. Israrlı ve yeni ortaya çıkmış bir başağrısı, beyinde ur, kanama, menenjit, ansefalit, çocuk felci, beyin apsesi ve başın herhangi bir yerinde bir kana­manın habercisi olabilir. Arada bir saplanan ba­şağrıları sizi ürkütmesin ama "artık bu dayanı-lamaz hale geldi" dediğiniz zaman mutlaka bir hekime başvurmalısınız. Yorgunluk, stres veya fazla miktarda alkol ya da tütün tüketimine bağlı başağrıları için doktorunuz sizi rahatsız eden unsuru ortadan kaldırmanızı ve aspirin gibi bir ağrı kesici almanızı önerebilir. Kronik başağrıları daha ciddi sorunlar yaratabilir: Uyuşturucu ihtiva etmeyen ağrı kesiciler, ağrıyı dindirmekle birlikte, tekrar ortaya çıkmasını önleyemezler. Depresyona karşı ilaçlar önerile­bilir (Antidepresanlar).

Bu tür ilaçlar beynin bazı kimyasal salgıları­nı düzene sokarak, aynı zamanda da ağrıyı al­gılama biçiminizi değiştirmek suretiyle yardım­cı olabilirler. Uyuşturucu ihtiva eden ağrı kesi­ciler, örneğin kodein, aspirin ile birlikte kulla­nıldığında, rahatlamanızı sağlar, ancak bu tür ilaçları kullanırken çok dikkatli olmak gerekir. Çünkü bunların bağımlılık yarattıkları bilinmek­tedir. Ne kadar yüksek dozda kullanılırsa, bu­lantı, kabızlık ve uyku hali gibi yan tesirlerin ortaya çıkma olasılığı o kadar fazladır. "Ergo" preparatları ile metisergidler ciddi vasküler ba-şağrılarında oldukça etkilidir. Bu iki tip ilaç, be­bek bekleyen veya süt veren anneler ile yük­sek tansiyonlu hastalar ve dolaşım bozuklukla­rı olan kişiler için sakıncalıdır. Kronik ağrıları gi­dermek için, doktorunuzun iki amacı olacaktın İlk olarak, kullandığınız ilaç dozunu azaltacak ve gerekli ilaçları almanızı sağlayacaktır. Daha sonra da ağrının mahiyetini kendinizin de çok iyi tanımlayabilmenize yardımcı olacaktır. Bazı gevşeme yöntemlerini uygulayarak ve yaşam tarzınızda köklü değişiklikler yaparak, bazı tür başağrıları ile başa çıkmak mümkün olabilir.

 

Gönderen:Tugce 

Baş Dönmesini Hafife Almayın!

7'den 70'e herkeste görülebilen baş dönmesi birçok farklı nedene bağlı olarak ortaya çıkıyor. Görme bozuklukları, iç kulaktan kaynaklanan problemler, ruhsal bozukluklar ve hatta beyin tümörleri baş dönmesinin sebepleri arasında yer alıyor.

 

Baş dönmesi ve dengesizlik hissi, tüm dünyada ağrıdan sonra, en sık doktora danışılan ikinci şikayet. Hayatı boyunca başı hiç dönmemiş birisine rastlamak pek kolay değil. Baş dönmesi birkaç saniyelik bir his olabileceği gibi aylarca hatta yıllarca zaman zaman meydana gelen ataklar şeklinde seyredebiliyor. Acıbadem Hastanesi Kozyatağı ve “Kriton Curi Parkı Gönüllüleri” işbirliğiyle gerçekleştirilen “Baş Dönmesi” söyleşisinde konuşan Acıbadem Hastanesi Kozyatağı Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Alev Üneri, “Önemsiz kabul edilen baş dönmesi ciddi hastalıkların habercisi olabiliyor. Kadınlarda ve 30 - 50 yaş grubunda daha çok görülen bu hastalıkta teşhisin doğru konulabilmesi tedavi açısından büyük önem taşır.” diyor.

Baş dönmesi nedir?

Baş dönmesini, “kişinin vücuduyla dünya arasındaki algısının bozulması” olarak tanımlamak mümkün. Doç. Dr. Üneri “Baş dönmesi kişinin yaşadığı bir hareket illüzyonudur.” diyerek şunları söylüyor: “Bazı baş dönmelerinde kişi etrafının ya da kendisinin hareket ettiğini görürken; duvarlar, eşyalar dairesel olarak döner veya aşağıdan yukarıya kayar, bazen de etrafın değil kendisinin hareket etmekte olduğunu hissedebilir. Bazen bu hareket o kadar kuvvetli ve hızlı hissedilir ki hasta gözünü açamaz ve ayakta durmakta güçlük çeker. Bu görüntü yanılgısının sebebi gözlerde nistagmus denilen istemsiz (refleks) hareketlerdir. Bir baş dönmesi atağı birkaç saniye sürebileceği gibi saatlerce, ya da hafifleyerek günlerce, aylarca sürebilir, bazen de belli aralıklarla tekrarlar.”

Baş dönmesi tipleri

Vertigo ve Dizziness olarak baş dönmesi ikiye ayrılıyor. Vertigo tipi baş dönmesi birçok kişide rastlanabiliyor. Hasta gözünü açtığı zaman etrafındaki objelerin kaydığını görüyor. Doç. Dr. Üneri bu tip baş dönmesi şöyle tarif ediyor: “ Nasıl ki çocuklukta oynarken etrafımızda birkaç kez döndükten sonra durup gözümüzü açtığımızda etrafın kaydığını görürdük. Hasta da bunu görüyor.” Dizziness ise çok farklı seyrediyor. Bu tipte hasta tam bir dönme hareketi hissetmiyor, daha çok bir sarhoşluk hissinden, sersemlikten ve buna benzer başka bir rahatsızlık hissinden bahsediyor. Doç. Dr. Üneri “Bazen de baş dönmesi, dengesizlik hissi, bulutların üstünde yürüyormuş hissi, ya da yürürken bir tarafa çekilme veya aniden itilme şeklinde, dengesizlik şeklinde tarif edilir.” diyor.

Stres tetikliyor

Baş dönmesinin nedenleri periferik ve santral olarak ikiye ayrılıyor. Santral nedenler, santral sinir sistemini oluşturan MS gibi nörolojik hastalıklardan kaynaklanıyor. Periferik nedenler ise baş dönmelerinin yüzde 80'ini oluşturuyor. Periferik baş dönmeleri migren, kronik orta kulak hastalıkları, ameliyat ve travmalara bağlı oluşuyor. Doç. Dr. Üneri stresin de baş dönmesinde etken olduğunu belirterek şunları söylüyor: “Stres, tek başına baş döndüren bir faktör olmamasına rağmen, mevcut rahatsızlıkların, kendisini daha şiddetli bir şekilde hissettirmesine yol açıyor. Ayrıca baş dönmesi ya da kronik dengesizlik problemi olanlarda bu hastalığın yanında psikosomatik şikayetler de oluşmaya başlıyor. Zamanla stres dengesizliği, dengesizlik de stresi arttırıyor ve tam bir kısır döngü oluşuyor."

Tanı ve tedavi

Baş dönmesi tanısı çok zor konan hastalıklardan biri. Doç. Dr. Üneri “Acıbadem Hastanesi Kozyatağı’nda yer alan Baş Dönmesi ve Denge Kliniği ile hastalığın tanısı ve tedavisinde başarılı sonuçlar alınıyor” diyerek tetkikler konusunda şunları söylüyor: “ Hastanın hikayesinden problemin periferik mi, santral mı olduğunu ayırt etmeye çalışıyoruz. Daha sonra nöro-otolojik muayene yapılır. Muayenenin ardından odyolojik inceleme, ENG ve VNG gibi iç kulak fonksiyonlarını ölçtüğümüz tetkiklere geçilir. Bunların dışında MR, tomografi gibi görüntüleme tekniklerinin de kullanılması gereklidir. Elektronistogmografi (ENG) vestibüler sistemin değerlendirilmesinde “temel” testtir. Yaklaşık 30 yıldan beri baş dönmesi olan hastaların incelenmesinde tüm dünyada kullanılmaktadır.” 

Gönderen:Tugce(12 Temmuz 2008)

Duyuru Panosu
 

DUYURU PANOMUZ

Simaniac-yesim.tr.gg
•Sitemiz yenilenmeye başladı.Şuan için görüntüyle ilgileniyorum desteğiniz için teşekkürler.

Simaniac-yesim.tr.gg



Takvim & Saat
 

Sohbet Kutusu
 

Reklam Alanı
 


Image Hosted by ImageShack.us
 
Bugün 4 ziyaretçi (5 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol